Hürriyet spor yazarların’dan, Güntekin Onay ve Uğur Meleke, Göztepe – Galatasaray maçını değerlendirdi.
GÜNTEKİN ONAY: KADRO KALİTESİNDE SORUN VAR
Süper Lig’in en temposuz maçlarından birini dün ilk 45 dakikada izledik. Adeta yürüyerek top oynayan bir Galatasaray ve rakibinin yavaşlığından ve orta alandaki zaafiyetinden faydalanamayan bir Göztepe.
Öyle ki ev sahibi ekip bir duran topun devamında Mariano’nun ofsaytı bozmasından da faydalanarak golü buldu ancak Galatasaray öyle mecalsizdi ki bu gole yanıt verecek bir reaksiyonu gösterebilecek enerjiye sahip değildi.
Nitekim Galatasaray’ın attığı golü de Gassama kendi ağlarına gönderdi. İlk yarı boyunca rakip kaleye tek isabetli şut atmayan Galatasaray’ın bu oyunla devreyi 1-1 bitirmesi büyük bir şanstı.
Süper Lig’in en temposuz maçlarından birini dün ilk 45 dakikada izledik. Adeta yürüyerek top oynayan bir Galatasaray ve rakibinin yavaşlığından ve orta alandaki zaafiyetinden faydalanamayan bir Göztepe.
Öyle ki ev sahibi ekip bir duran topun devamında Mariano’nun ofsaytı bozmasından da faydalanarak golü buldu ancak Galatasaray öyle mecalsizdi ki bu gole yanıt verecek bir reaksiyonu gösterebilecek enerjiye sahip değildi.
Nitekim Galatasaray’ın attığı golü de Gassama kendi ağlarına gönderdi. İlk yarı boyunca rakip kaleye tek isabetli şut atmayan Galatasaray’ın bu oyunla devreyi 1-1 bitirmesi büyük bir şanstı.
Dün önde Falcao-Babel ikilisiyle maça başlayan Galatasaray’ın, orta alanın merkezinde savunmanın önünde temposu yerlerde olan Selçuk ile oynaması ve bu deplasmandan galibiyet beklemesi ciddi bir iyimserlik.
Ayrıca yenik durumdayken oyuna Adem Büyük, taylan ve Emre Taşdemir kurtarıcı olarak giriyorsa Galatasaray’ın kadro kalitesi konusunda da büyük sorunları olduğu ortada.
Göztepe, maçın başındaki ürkekliği olmasa rakibin adından çekinmese çok daha rahat kazanabileceği bir maçı oynadı. İkinci yarıyla birlikte baktı ki Galatasaray’ın mecali yok, rakibinin üzerine gitti ve haklı bir galibiyet elde etti.
UĞÜR MELEKE: BUNUN ADI İFLAS
Topu taşıyan Halil, yanında koşan Belhanda idi. Belhanda kaleye 60 metre varken Halil’le yan yanaydı. Faul yapmayı tercih etmedi. Oyuncunun seçimidir bu, diyecek bir şey yok.
Ancak orada faul yapıp kart görmeyi göze alamayan ve golü seyreden Belhanda, bir dakika sonra kaptırdığı topun ardından Soner’e, iki dakika sonra da çift dalmak suretiyle Halil’e faul yapmayı denedi. Bu 3 dakikalık bölüm, Galatasaray’ın özeti gibi. Sarı kırmızılarda soyunma odasının nizamı yok. Sahada bir başıboşluk hakim.
Galatasaray’daki tek problem elbette disiplin zafiyeti değil. Evet, Galatasaray’ın çok sakatı var, kadrosu dört dörtlük sayılmaz. Ancak ligin lideri Sivasspor da, o basamağı sadece mükemmel kadro mühendisliği dolayısıyla işgal etmiyor.
Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ın beşinci stoperi konumundaki kiralık Fatih aksoy’dan ön libero olarak faydalanıyor. Yedek sol bek Ziya, Fenerbahçe’ye karşı orta sahada oynuyor, Emre’yi zor durumlara düşürüyor.
Santrforu Yatabare, Karabük senin Konya benim dolaşmış, ligin sıradan 9 numaralarından biri. Ama futbolda demek ki tek mesele oyuncu kalitesi değil. Bir oyun planınız, bir kurgunuz var mı? Sahayı doğru parselliyor, yardımlaşıyor musunuz? Fiziksel olarak en iyi seviyede misiniz? Şu anda Galatasaray için bu soruların herhangi birine evet demek mümkün değil.