Asıl adı Endre Friedman olan Robert Capa, 22 Ekim 1913-25 Mayıs 1954 tarihleri arasında yaşayan Macar asıllı bir foto muhabiriydi. Aynı zamanda fotoğrafçı Gerda Taro’nun profesyonel fotoğrafçı partneri ve sevgilisiydi. Benim dikkatimi çeken fotoğrafçı olması değil, aynı zamanda savaş fotoğraflarını çekmesiydi. Öyle sıradan fotoğraflar da değildi, savaşın içinde bulunup çektiği fotoğraflardan günümüze kadar ulaşabilmiş olanlarına baktığımızda ne kadar etkileyici kareler yakaladığını görebiliriz. Savaşın iğrenç yüzünü tüm yönleri ile görebilmemiz ve savaş çığırtkanlığı yapanların savaşın ne demek olduğundan bihaber olanların gözlerine sokmamız gereken kareler olduğunu düşünüyorum. Zaten kendisi de savaş karşıtıydı. Onun kadar cesur ve işine bu kadar tutkuyla bağlı foto muhabirleri bulmak zor çünkü genelde savaşın daha arka planlarında, nispeten daha güvenli bölgelerinde kalıp fotoğraf çekmek yerine bizzat olay yerinde bulunup, o anı yaşayarak fotoğraf çekmek kesinlikle aynı şey değil!
“Eğer fotoğraflarınız iyi değilse, yeterince yaklaşmamışsınız demektir.” ~Robert Capa
Endre Friedmann çektiği fotoğraflarda Robert Capa ismini kullandığından bende bu isimle onu anlatmaya devam edeceğim. Fotoğrafını çekeceğiniz objeye yeterince yakın olmadığınızda, iyi bir fotoğraf elde edemeyeceğinizi söyleyen Robert’in neden savaşların içinden fotoğraflar çektiğini daha iyi anlayabiliriz. Fotoğraflarını çekerken genelde askerlerle birlikte siperlerde bulundu. Beş savaşa katıldı;
1. İspanya Sivil Savaşı
2. İkinci Sino-Japon Savaşı
3. Avrupa Boyunca İkinci Dünya Savaşı
4. 1948 Arap-İsrail Savaşı
5. Birinci Çin-Hindi Savaşı
İkinci Dünya Savaşı’nın seyrini Londra, Kuzey Afrika, İtalya, Omaha Sahili’ndeki Normandiya Savaşı’nda ve Paris’in özgürleştirilmesinde belgeledi. 1947 yılında Robert Capa, David “Chim” Seymour, Henri Cartier-Bresson, George Rodger ve William Vandivert ile “Magnum Fotoğraflarını” kurdu. Bu organizasyon dünya çapında bağımsız çalışan fotoğrafçılar için kurulan ilk kooperatif ajansıydı. Küçük yaşlarda yazar olmak gibi bir hayali olan ama Berlin’de fotoğrafçılık alanına yönelen Robert, Nazilerin yükselmesi sonucunda Fransa’ya taşındı. Ailesi Yahudi olan Robert için böyle bir ortamda bulunmanın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyoruz, yine de tehlikeden gözünü sakınmayan biri olduğunu anlamak için fotoğraflarına bakmak yeterli. Yahudi adı olan Friedmann yerine “Robert Capa” ismini bu sıralarda kullanmaya başladı. Bu Amerikanvari isimle fotoğraflarını satmanın daha kolay olduğunu fark etmişti. Köpekbalığı anlamına gelen Capa zaten okulda takma adıydı ve daha kabul edilebilir geliyordu kulağına. Aynı zamanda film yönetmeni olan Frank Capra ile ufak bir benzerliği vardı. Kız arkadaşı Gerda ile Robert Capra ismini ünlü bir Amerikan fotoğrafçısı olarak tanınmasını sağladılar. Zaten Gerda Pohorylle olan asıl ismini Gerda Taro yapan kız arkadaşı da bu isimle başarılı oldu. İspanyol İç Savaşı’nda beraber seyahat ettiler. 1937 yılının Temmuz ayında Capa kısa bir süreliğine Paris’e seyahat ettiğinde Gerda Madrid’de kaldı. Brunette yakınlarında bir savaşta hayatını kaybetti. 1946 yılında Robert Capa’nın Türkiye’de bulunmuş olması bir başka ilginç detay. Bir belgesel çekmek için iki haftalığına ülkeye gelen Robert, hayatın her yönünü gittiği her yerde bütün canlılığı ile yaşamış ünlü ve işine son derece bir foto muhabiri oldu. 1950 yılının başlarında, Capa Japonya’ya gitti. 25 Mayıs 1954, öğleden sonra 2:55 sularında tehlikeli bir bölgeden geçerlerken Capa jipten inmeye ve daha iyi fotoğraflar çekmeye karar verdi. Beş dakika sonra gürültülü bir patlama işitildi; Capa bir mayına basmıştı. Ona eşlik eden Time-Life gazetecisi John Mecklin ve Jim Lucas patlama yerine geldiklerinde hala hayattaydı ama sol bacağı parçalara ayrılmış ve göğsünde çok ciddi bir yarası vardı. Mecklin yardım çağrısında bulunda, Robert Capa küçük bir savaş hastanesine götürüldü. Bu şekilde hayatını kaybetti ve öldüğünde elinde hala kamerası vardı. Aşağıda çektiği fotoğraflardan birkaçı.
Kaynak
Magnum Photos
Army-Photographer