Çocuk İstismarı Ve Çocuk Gelinler

Çocuk İstismarı Nedir? Neleri Göremiyoruz?

Çocuk gelinlerden bahsetmeden önce çocuk istismarına değinmek isterim. Kimsenin bahsetmek istemediği, konuşmaktan çekindiği ve çocuğun yıllar sonra artık bir yetişkin olduğunda hayal meyal hatırladığı travmalardandır çocuk istismarı. Herkesin başına gelmese de inanıyorum ki bu toplumun yüzde 90’ı bu istismara uğramıştır. Peki bu istismar türleri nelerdir ?

Çocuklarımız sadece fiziksel cinsel istismara maruz kalmıyor. Bunun yanında sözlü istismar yani sözlü şiddete de maruz kalıyor. Önemsiz gibi görünse de çocuğun ruhunda derin yaralar açan olgulardan bir tanesi. Hepimiz bir iki defa anne terliği, baba tokadı yemişizdir belki ama bu da bir istismar çeşididir çünkü savunmasız ve yeterli düşünme kabiliyeti tam olarak gelişmemiş bir canlıyı dövmek, ona bağırmak hiç bir şekilde meşrulaştırılamaz. Çocuk, akran gruplarıyla beraber gelişirken kendi akran grupları tarafından da istismara uğrayabilir. Çocuk gelişim uzmanları çocukların zaman zaman ne kadar acımasız ve düşüncesiz davrandıklarını sık sık anlatırlar. Bu istismar türlerinin hepsinin önüne geçilebilmesi için anne-babalara ve öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Bu görevler yerine getirilebiliyor mu? Bu sorunun cevabı tamamen olumsuz olmasa da genele bakıldığında acı bir tablo göz önüne çıkıyor. Kız çocukları bir eşya, mal gibi satılıyor ve istismar ediliyor…

Islah Evleri…

Toplu tecavüzlere uğradıklarında veya öldürüldüklerinde haberimiz olan medyanın iki günlük malzemesi ıslah evi çocukları. İstismarla geçmiş bir çocukluk olarak görüyorum ıslah evindeki çocukları. Anne ve babadan sadece şiddeti öğrenen, küçücük yaşında tacizlere uğrayan, ışıklarda mendil satarken hakaretler yiyen, uyuşturucu kullanmaya ve satmaya teşvik edilen çocuklar bunlar. Yaşları küçük olsa da sosyo- ekonomik uçurumun derin darbelerinin izlerini taşıyorlar. Bir kısmı on sekizini bile görmeden hayatını kaybedip yok oluyor. Bu konular hep geride kalsa da, arada sırada öğretmen tarafından tacize uğrayan ve intihar eden çocuklarımız sayesinde duyar işitir olduk çocuk istismarını. Hep yaşanan bir şey, hep göz önünde olan bir durumdur bu. Milletçe ne kadar düşüncesiz olduğumuzda bundan belli. Işıklarda mendil satan çocuk istismara uğruyordur. Tamirhanede yağ temizleyen çocuk istismara uğruyordur. Anne ve babasından dayak yiyen çocuk istismara uğruyordur. Birileri tarafından küfür edilen çocuk istismara uğruyordur. Bunları daha uzatabiliriz. Peki bizim aklımıza ne geliyor? Sadece taciz ve cinsel istismar !

Birde Çocuk Gelinlerimiz Var…

Sapıklık ve sapkınlığın ötesi bir durum olan bu travmayı ve sorunu çözmek, önlemler almak yerine ya üzerini örtüyoruz ya da meşrulaştırıyoruz. Kim ne söylerse söylesin özellikle de kendini islâm alimi, araştırmacı-gazeteci diye tanımlayan sapıklarda dahil çocuk 18 yaşına gelmeden veya 17 yaşında ailesinin rızası olmadan evlendirilemez. 18 yaşına gelse bile zorla evlendirilemez ve baskı altında tutulamaz. Çocuk gelin sorunu ülkenin doğusunda daha çok görülen bir olgu olsa bile büyükşehirlerde de çokça yaşanan, memleketteki kültürlerini büyükşehirlerde devam ettiren ailelerin sürekli olarak bir tören halinde işledikleri suçtur. Peki bu insanlar nelerden destek alıyor? Çok bariz bir şekilde İslâm dininden destek alan, Hz. Muhammed’in 7 yaşındaki bir kızla evlendiğini öne süren, kızların regl olmasının onların yetişkinliğe geçtiğini ve evlenmesi gerektiğini idda eden. İslam dininde yeri olduğunu sürekli gündeme getirip bu suçu işlerler. Fakat sapıklıklarını sadece dine dayandırmazlar. Örf, adet, gelenek, görenek diye de sıralarlar… Gerçekten İslam dininde böyle bir şey var mı? Din alimleri, imamlar ve cemaatler bu konuda birbirinden ayrılsa da çoğunun ortak olduğu nokta dinde bunun yeri olduğudur. Meal ve yorum farklılıkları bu duruma mahal vermektedir.

Hükümet Ne Yapıyor ?

Hiç bir şey yapmıyordu zaten, hiç bir şey yapmamaya devam etseydi daha iyi olurdu. Ama iktidar partisinin 5 milletvekilinin bir gece yarısı sunduğu yasa önergesi herkesi şok etti. Neymiş efendim bu tür evlilikler oluyormuş, baba hapse giriyormuş, anne çocuklarıyla baş başa kalıyormuş. Yalnız kalıyormuş, zor duruma düşüyormuş. 18 yaşında birinin 13 yaşındaki bir kızla evlenmesi ve çocuk sahibi olması, o çocuğa karşı işlenmiş tecavüz suçudur. Fakat bundan dolayı tecavüzcüsüyle resmi olarak evlendirilmesi çözüm olurmuş. Sadece dini nikahla evlendirme de değil. Olay çocuğa tecavüz eden evlenecek manasına geliyor. Bu durumda göz göre göre pedofiliyi yaygınlaştırmak isteyen sapkın bir grubun işi. Neresinden baksanız hükümetin yaptığı inanılmaz ve şok edici bir hareket. Ailelere baskı uygulanabilir, çocuğa tecavüz et evlen mantığı yürütülebilir, başlık parası, o parası, bu parası istenebilir, say say bitmez her türlü illegal suça da teşvik içeriyor bu önerge. Kabul edilmese de oylanması bile bu ülkenin ne kadar sapkın kişilerce ne hale getirildiğini gösteriyor. Her şeye el attınız bari çocuklardan elinizi çekin. Bir şey yapmıyorsunuz zaten bari bu tür terbiyesizce şeyler yapmamaya çalışın. Sapık ve sapkınca zihniyetiniz özellikle o 5 milletvekilinin zihniyeti mide bulandırıyor. Gündem koymak veya bazı şeyleri örtbas etmek için bu önergenin verildiğini söyleyenler var. Ne olursa olsun alçakça, şerefsizce, haysiyetsizce ve kansız bir önerge. Saygısızlık ettiysem okurlarımızdan af dilerim. Fakat bu konu çok hassas ve önemli konu. Bu tür şeylerin çözülmesini bir yana bırakın, adeta teşvik manasına geliyor ve oldukça can sıkıyor. Sezen Aksu-Ünzile şarkısı bu korkunç olayları ve travmayı tarif ediyor. 1986 yılından günümüze kadar…