Akşener Gurup Toplantısın’da Gündemi Değerlendirdi

İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener’in açıklamaları şu şekilde:

Dava arkadaşlarım; En başından söyleyeyim;

Ülkeyi yönetenler, devlet adabına, devlet edebine,devlet idaresinin sorumluluğuna uygun davranmasalar da, biz sözlerimizi seçerek konuşacağız.

10 şehrimizde, şehit cenazelerimiz vardı.10 şehrimize ateş düştü.Milletçe yüreğimiz yandı.

Gara’da, lanet terör örgütü pkk’ya yönelik operasyon, milli bir meseledir.Dolayısıyla, üzerinde konuşan herkesin, sözlerine dikkat etmesi gerekir.Ancak bu dikkat, yapılan bir yanlış varsa, bir hata varsa, üzerini örtmek için bahane olamaz.

Başarılı operasyonların müjdesini kendi verip,felaketlerin açıklamasını, valilere, bakanlara havale etmek,devletin değil, algının yönetimidir.Milli güvenliğimizi ilgilendiren alanlarda, sessizliği anlar, saygıyla da karşılarız.

OPERASYONLARI BAŞARIYLA YÜRÜTEN KAHRAMAN ASKERLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUZ

Bugüne kadar, bu tür operasyonları başarıyla yürüten,bu konuda dünyaya örnek olan kahraman askerlerimizin,neden böyle bir sonuçla karşılaştığını öğrenmek isteriz.Çok daha beter cehennemlere, sessizce süzülüp,Teröristin hakkından gelip, güvenle çıkan kahramanlarımız,bu kez, neden böyle bir sonuçla karşılaştı, anlamak isteriz.

Bu işte, siyasetin parmağı var mı, yok mu bilmek isteriz.

ŞEHİTLERİMİZ ÜZERİNDEN SİYASET DEVŞİRME PEŞİNDESİNİZ

Bu aziz milletimizin en doğal hakkı, bizim de milletimize karşı görevimizdir.Siz, şehit anasını kongreye canlı bağlayıp, felaketten siyaset devşirme peşinde koşabilirsiniz.

Biz koşamayız.Siz, sosyal medyada, meclis kürsülerinden linç kampanyaları başlatıp,şehitlerimizi sizden olmayana saldırmak için araç yapmaya cüret edebilirsiniz.Biz edemeyiz.Siz, ülkemize yaşattığınız her felakette takındığınız aymaz tavırla,“Şov devam etmeli.” diyebilirsiniz.Biz diyemeyiz.Demeyeceğiz!

Değerli milletvekilleri;

Bu olayların ardından, özellikle devleti idare edenlerin her sözlerine dikkat etmeleri gerekir.

Devleti idare edenler, terör örgütünün alıkoyduğu evlatlarımıza, “Esir” demez, diyemez.

Devletin zirvesi, bu ülkenin kahraman evlatları için “Esir” kelimesini kullanamaz.

Siz hiç yabancı devlet görevlilerinin, kaçırılan vatandaşları için “esir” dediğini duydunuz mu?

Ciddiyet sahibi görevlilerden bunu duyamazsınız, çünkü bunun bir sebebi vardır.Esir, savaşta alınan tutsaktır.Türkiye savaşmıyor, Türkiye terörle mücadele ediyor.Buradan Sayın Erdoğan’ı şiddetle uyarıyorum:

Şuursuz şuursuz, keyfine göre söylediğin her söz, ileride karşımıza çıkar.Ve senin iş bilmezliğinin faturasını bu aziz millet öder.

ULUSAL YAS’I EVLATLARIMIZA NEDEN ÇOK GÖRÜYORSUN

Unutma!

Sen bu devleti, 83 milyon adına temsil ediyorsun.İşini ciddi yapacaksın, ağzından çıkana dikkat edeceksin.

Sayın Erdoğan;

Evlatlarımızı teröre şehit verdik.Milletimizin canı yanıyor.Türkiye’ye, afra tafra yapan Suud’ların kralı öldüğünde, ilan ettiğin yası,evlatlarımıza neden çok görüyorsun?Milli bir meselede, milli bir acıda, milli yas ilan etmek için daha neyi bekliyorsun?Rengini, şehitlerimizin, o kahramanlarımızın kanından alan ay yıldızlı bayrağımızı,yarıya indirmemekle, neyin hesabını yapıyorsun?

Yoksa sen de minik ortağın gibi, “Aman canım, 13 kişi öldü diye yas mı ilan edilirmiş?” diyorsun? Gara’daki operasyonda yaşananlar, senin için milli yas değilse nedir?Senin işin, kongre salonunda, yüreği yaralı bir anayı telefona bağlatıp,“şeref dağıtmak” değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır.

PANDEMİYE RAĞMEN KONGRE SALONLARININ DOLDURULMASI TAM BİR AYMAZLIKTIR

Gara’daki kahrolası o mağara, lebalep şehit doluyken;Sen, “pandemiye rağmen kongre salonu lebalep dolu.” diye sevinemezsin.Böyle şuursuzluk, böyle aymazlık olmaz.Biz seni, böyle bir acının ardından, bir defalık da olsa,her zamanki lakayt tavırlarını bırakıp,gök kubbeyi katillerin başına yıkacak bir çalışmada görmek isterdik.

Bir defalık da olsa, kürsülerde, Ak Parti genel başkanını değil, memleketin Cumhurbaşkanı’nı görmek isterdik.Siyaseten lazım olduğunda, gömleğinin kollarını sıyırıp,harekat odasından fotoğraf vermeyi biliyorsun..

Ama sen ne yapıyorsun?

Partinin kongrelerinde, boynunda spor kulübü atkısıyla, espriler yapıp, şakalaşıyorsun.Sarayda konserler düzenletip, hoşça vakit geçiriyorsun.Böyle şımarıklık, böyle izansızlık olmaz.Böyle devlet yönetilmez.Bizlerin yüreği yanarken, kongre heyecanlarına, tam gaz devam eden Sayın Erdoğan’ın,o ibretlik sözünü tekrar hatırlatmak isterim.

Dedi ki;

“Bakın bir kongre yapıyoruz.

Salgının olduğu günlerde kongre yapıyoruz.

Salon lebalep dolu.”

Bunu bir de utanmadan, sıkılmadan, sevinerek söyledi.

ONBİNLERCE ESNAFIMIZIN VE VATANDAŞIMIZIN GÜNAHI NE

E biz de doğal olarak soracağız:

Salonların lebalep dolmasından memnunsun da, on binlerce esnafımızın,milyonlarca vatandaşımızın günahı ne Sayın Erdoğan?Dükkanını açamayan esnafımıza, geçim derdi çeken milletimize geldi mi,

“Maske, mesafe, temizlik” demeyi biliyorsunuz,parti kongreleri olunca, hepsini unutuyorsunuz.Milletimize böyle mi örnek olacaksınız?Dükkanın kapısını açtırmayıp, açlığa mahkum ettiğiniz esnafımızı, çalışanlarımızı,kongre salonlarını lebalep doldurarak mı doyuracaksınız?

SAĞLIKÇILARIN YÜZÜNE NASIL BAKACAKSINIZ

Pandemi boyunca ailesinden uzak kalma pahasına,virüsle kelle koltukta mücadele eden sağlık çalışanlarımızın yüzüne nasıl bakacaksınız?Hiç mi utanmayacaksınız?Hiç mi sıkılmayacaksınız?Yoksa kongrelerinizdeki gibi, “Durmak yok, sırıtmaya devam.” mı diyeceksiniz?Devlet insanlığı böyle zamanlarda belli olur.Devlet ciddiyeti böyle zamanlarda lazım olur.Biz, senin adına utanmaktan bıktık, sen bizleri utandırmaktan bıkmadın

Sayın Erdoğan.

Değerli milletvekilleri,

Öyle bir zamandan geçiyoruz ki,Sayın Erdoğan’ın öncülüğünde, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete…

Halil Soyuer’in dizelerindeki gibi;

“Gönül Dağlarıma Kar Yağdı Yazın,

Böylesi, Ne Zaman, Nerde Görülmüş?

Ağrı’da, Nemrut’ta, Uludağ’da mı?

Başımdaki Duman, Nerde Görülmüş?”

Ülkemizin başını duman sarmış, iktidar bambaşka bir dünyada yaşıyor.Silah arkadaşları, şehitlerimizin hesabını sormak için emir bekliyor,

İŞSİZLERİMİZE ÇARE BULMAK YERİNE TUİK BAŞKANINI GÖREVDEN ALIYORSUNUZ

Sayın Erdoğan, kongrelerde geziyor.Türkiye’de, iş bulmaktan umudunu kesenlerin sayısı, işsizlerimizin sayısından fazla,İktidar, buna çare bulmak yerine, TÜİK’in başkanını görevden alıyor.Çocuklarını komşuya bırakıp, hayatlarına son veren anne-baba, dünyadan umudunu kesiyor, bunlar “Ay’a gidiyoruz” diye şapkadan müjde çıkarma peşinde koşuyorlar.

Millet aç, esnaf perişan, sen hala havaya bakıp ıslık çalıyorsun.Sabretti, dişini tırnağına taktı, elde avuçta ne varsa idare etti,Senin umurunda değil.Bu aziz milleti daha ne kadar sömüreceksin?Bu cefakar millete daha ne kadar eziyet edeceksin?

BU İKTİDAR HAYATTAN HAKİKATTEN UZAK

Değerli milletvekilleri;

Bu iktidar, uzun zamandır hayattan, hakikatten koptu.Milletimizin sesini, esnafımızın, emeklimizin feryadını, sarayda duyan yok.O nedenle biz her hafta, bu sesi duysunlar diye uğraşıyoruz.Her hafta Milletin Kürsüsü’nde, kürsünün gerçek sahibini, yani milletimizi ağırlıyoruz.

Gerçi milletin meclisinde, millet konuşurken,milletin televizyonu TRT, yine yayını kesecek ama, varsın olsun.Biz milletimizin sesini duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz.

EV HANIMINDA MİLLETİN  ESNAFIN ÇİFTÇİNİN GERÇEĞİ

Bu hafta kürsüyü, bir anneye bırakacağız.Çünkü mutfaktaki yangını en iyi bilenler onlar.Bir ev hanımı kardeşim, Münevver Acar aramızda.Buyurun Münevver Hanım, kürsü de söz de sizindir.Milletimizin gerçeklerini dinledik.Her ev, aynı zamanda bir işletmedir.

Ekonomisi vardır.Sosyolojisi vardır.Ve hanelerde, bu işin yükünü taşıyanlar da, kadınlardır.Şartları, durumu, en iyi onlar bilir.O yüzden, Sayın Erdoğan’a tavsiyem, servet peşinde koşan danışmanlarını sustursun,

Münevver Hanım’ları dinlesin.

Aziz milletim;

Bir iktidarın görevi, kaynakları doğru kullanarak, ülkesini kalkındırmak,vatandaşlarına zengin, mutlu ve huzurlu bir hayat sunmaktır.Bu kadar basit.Türkiye gibi, zengin kayakları, geniş imkanları olan bir ülkede,akıllı hamlelerle bunu başarmak kolaydır.Yeter ki önce millet, önce memleket diyenler başa gelsin.Yeter ki, milletin hazinesi çarçur edilmesin.Yeter ki, Türkiye’nin sahip olduğu zenginlikleri, doğru kullanacak bir vizyon olsun.Ama bunu yapmak yerine, esnafı kaderine terk eder,İstihdam yaratacak yatırımlar yerine, varı yoğu betona gömer,Milletin hazinesini faiz ödemeye mahkum ederseniz, bu iş olmaz.

İşte bu yüzden “Millete kulak verin.” diyoruz.

İşte bu yüzden “Esnafa kulak verin.” diyoruz.

İşte bu yüzden “Çiftçiye kulak verin.” diyoruz.

Diyoruz ama, Türkiye’yi yönetenler, sözlerimize kulak asmayıp, veren el olmak yerine, hala alan el olmayı tercih ediyor.

Bakın size bir örnek:

Çorum’da, işyeri kapalı olan, dolayısıyla su tüketimi sıfır olan bir lokantaya, 111 lira fatura geliyor.Yine aynı kentte, su tüketimi, sadece 6 metreküp olan bir lokantaya,342 lira su, üstüne bir de evsel atık bildirimi gönderiliyor.Yahu sizin hiç mi insafınız yok?Esnafın boğazını sıkmaktan zevk mi alıyorsunuz?

Değerli dava arkadaşlarım;

Sayın Erdoğan ve saz arkadaşları, saraylarında sefa süredursun,

biz koltuklarımızda oturmuyoruz.İYİ Parti kurulduğu gün demiştim ki, “Biz koltukları değil, ayakkabıları eskiteceğiz.”Aynen onu yapıyoruz.Bakın geçen hafta Düzce’deydik.Akçakoca’daydık, Gölyaka’daydık.Akçakoca’daki bir çiftçimizin söyledikleri çok önemli.

Diyor ki;

“Gübre fiyatlarına yüzde 60-70 zam geldi.Hayvancılığa başlayayım dedik.

80 liralık yem, 5 ay sonra 130 lira oldu.Hayvancılık da bitiyor, çiftçilik de bitiyor.Üretim de bitiyor.Destek kredilerini de, iktidar partisinden torpil bulanlar hariç, kimse alamıyor.Besicilikte de çiftçilikte de artık ekmek yok.”Aynen böyle diyor.

Düzce’de dünyanın en kıymetli ürünlerinden fındığın da üretimi de var.Hani bizim ürettiğimiz, ama fiyatı yurtdışında belirlenen fındık…

Bir üretici kardeşim diyor ki;

“Fiskobirlik bitti, her şeyi İtalyanlara verdiler.”Yani çalışan, çabalayan, didinen Düzceli kardeşim, işin patronuysa İtalyanlar olmuş.

Geçenlerde bir fındık üreticisi ne diyordu;

“Fiyat durduk yere, 27 liradan 21 liraya geriledi.Satıp zarar edeceğime, kırar yer, vitamin alırım daha iyi.”Duruma bakar mısınız?Çiftçimizi, üreticimizi bu durumu düşürmeye ne hakkınız var?

Değerli milletvekilleri;

Bugün yaşadığımız gıda fiyatları ve gıdaya erişimle ilgili sorunları,tarım sektörünün genelinden bağımsız olarak konuşamayız.Son yıllarda uygulanan, yanlış tarım politikaları ve yetersiz destekler sonucunda,Türkiye’nin tarım üretimi azaldı, ülkemiz tarımda yüksek ithalatçı konumuna geldi.Dilimizde tüy bitti, bir türlü anlamadılar.Gösterdiği olağanüstü başarıyla, eski Damat Bakan’ın tahtını sallayan, Tarım Bakanı’nın aksine;Biz, İYİ Parti olarak, tarımı hem bir sürdürülebilir kalkınma, hem de bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz.

Çünkü biz biliyoruz ki; tarımın önemini anlamazsanız, çiftçinin, köylünün yanında olmazsanız, gıda fiyatlarını yapısal çözümlerle değil, polisiye tedbirlerle çözmeye kalkarsanız, işte bugünkü hale düşersiniz.

İŞTE TARIMDA SON DURUM

Sayın Erdoğan;

Buradan sana ve arkadaşlarına, devri iktidarınızda, tarımda sergilediğiniz üstün performansı, birkaç örnekle hatırlatmak istiyorum.

Mesela;

Son 20 yılda, tam 4,5 milyon hektar tarım arazimizi kaybettiniz.Hollanda ise, bizim kaybettiğimiz tarım arazisinin yüzde 40’ıyla,yıllık 116 milyar dolar ihracat yaptı.Yani, yüzölçümü Konya kadar olan Hollanda,Siz, ihracat rakamlarıyla övünedururken,Türkiye’nin toplam ihracatının üçte ikisini, sadece tarımla yaptı.

Mesela;

Büyükşehir Belediyesi Yasası ile, bir gecede 17.803 köy ve beldemizi,son 7 yılda da, “köy kırsalı” nüfusumuzun, 755.000’ini adeta yok ettiniz.Yani yılda, yüz bin insanımızın, köy kırsalından göç etmesine seyirci kaldınız.

Mesela;

Meraları, yaylaları, dağları, köylünün elinden alıp, yandaş şirketlere kiraladınız.Sadece Malatya’da, 35 bin dönümlük mera ve yaylayı, büyük şirketlere kiraladınız.Yetinmediniz, daha yeni, Karadeniz’de, 15 yaylanın statüsünü kaldırdınız.

Mesela;

Çiftçi sayımızın yaklaşık üçte ikisini kaybettiniz.Kalan çiftçimizin de, 2 milyar 600 milyon lira olan banka borcunu, 138 milyara,toplam borcunu ise, 200 milyar liraya çıkararak, çiftçilerimizin var olan sermaye gücünü erittiniz.Sayenizde bugün çiftçimiz, haciz gelmesin diye, traktörünü saklayacak duruma geldi.Son bir yılda 269.000 kadın çalışanımızı, tarımsal istihdamdan çıkarttınız.

Sayın Erdoğan;

Devri iktidarında, maalesef tarıma olan “sevgimizi” kaybettirdiniz.Kendin itibar içinde yüzerken,O beğenmediğin Atatürk’ün, efendi olarak gördüğü köylümüzü itibarsızlaştırdınız.

Hal böyle olunca da, üreticilerin üretim yeteneği,tüketicilerin de “gıdaya erişim” imkanı kayboldu.Ve en sonunda, tarımda ardı ardına izlenen, bu yanlış ve hatta şaibeli politikalar sonucunda,

bugün “fahiş gıda fiyatları” ile karşı karşıya kaldık.Peki sen ne yaptın?Kendi beceriksizliğini örtmek için, her zaman yaptığın gibi, sağda solda suçlu aramaya başladın.Sorunun temelini çözmek yerine, sorumluluğu ona buna yıkmaya çalıştın.Hatta hızını alamayıp, işi, çiftçimize terörist demeye kadar götürdün.Hala da, polisiye tedbirlerle bu işi çözeceğini sanıyorsun.

SAYIN ERDOĞAN FAHİŞ GIDA TEMEL SORUN ZİNCİR MARKETLERİNDE

 Sayın Erdoğan.

Çarşı pazar karışmış, sen hala meselenin özüne gelememişsin.Meselenin özü çiftçiyle alakalı değil.Çiftçinin eline geçen para artmıyor.Tarlada 30 kuruş olan brokoli, zincir market rafında, 7 lira.Halde 50 kuruş olan karnabahar, aynı rafta, neredeyse 5 lira.İki lira seksen kuruş fiyat açıkladığınız süt, rafta, 7 buçuk lira.Yani senin anlayacağın, mesele çiftçiden sonra başlıyor

Sayın Erdoğan.

Temelde sorun zincir marketlerde ve onların tedarikçilerinde.Çünkü davul da, tokmak da onların elinde.Kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar.Sayıları 31 bini geçti.Piyasaya hâkim oldular.Karşılarında rekabet edecek kimse yok.Ne çiftçi kooperatifi kaldı, ne de birliği.Ne halcisi kaldı, ne de komisyoncusu.Hepsini ezip geçtiler.

Sayın Erdoğan;

Bak, bu zincir marketler meselesi önemli.Ben ve arkadaşlarım, memleketin dört bir yanını geziyoruz.İstanbul Ümraniye’den, Samsun Bafra’ya kadar herkes,bu zincir marketlerin, salgında kayırılmasından,kent ekonomisine katkı sağlamamasından, esnafı batırmasından,ortaya çıkardıkları gıda enflasyonundan şikayetçi.Nedense, bir tek sen şikayetçi değilsin…Kızman gereken kesim bu zincir marketler olmalıyken,Nedense, onlarla uğraşmak senin pek işine gelmiyor.

Çünkü bu durumdan şikayetçi olsan,

daha önce bu market zincirlerinde çalışmış birini, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı yapıp,bir de üstüne bakanlığın bütün fonksiyon birimlerini teslim etmezdin.Çünkü bu durumdan şikayetçi olsan,bu market zincirlerinde, yönetim kurulu üyeliği yapmış birini de, Tarım ve Orman Bakanı yapmazdın.

İYİLEŞTİRİLMİŞ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLEMENTER SİSTEMİ GETİRECEĞİZ

Biliyorsunuz, milletimiz,

İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimize ilgi gösterdiği için,iktidarı bir panik havası aldı.Ne yaptılarsa olmadı, hangi yapay gündemi deneseler tutmadı.İşin içinden çıkamayınca da, paniğe kapılıp, telaşla yeni anayasadan bahsetmeye başladılar.Memleket bu haldeyken, “Yeniden kuruluş anayasasından” bahsedecek kadar,kendinden geçmiş bir iktidarın, sonu gelmiş demektir.Tarihi, dizi isimlerinden öğrenen, o cahil ve benzerleri bilmez ama, ben hatırlatayım.Son yurdumuzda, bin yıldır, yıkılan ya da kurulan bir devlet yoktur.Her Türk devleti, bir silsilenin parçasıdır.Bizim için Devlet, Ebed Müddet’tir.

Siz istediğiniz kadar uğraşın, Türk Devletsiz, Türk vatansız kalmaz.

İşte o nedenle,

Türkiye’ye, her alanda yük olan bu zihniyeti, ve onun ürünü olan bu sistemi değiştireceğiz.Adamına göre hukuk gidecek, herkes için adalet gelecek.Cehaletokrasi gidecek, demokrasi gelecek.Eşin dostun yandaşın iktidarı gidecek, milletin iktidarı gelecek.Türkiye zengin, milletimiz mutlu, haneler huzurlu olacak.İYİ Parti, kendi hayatlarını, 83 milyona adamışların partisidir.En büyük sevincimiz de Türk milletinin hayır duasını almaktır.

Biz, “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diyenleriz.

Bu yol kutlu bir yoldur.Bu yolun zorlukları, bu yolun çilesi, bu yolun dikenleri vardır.Bu yolda, karşınıza engeller çıkar, çukurlar çıkar, duvarlar çıkar.Bu yolda, karşınıza yalancılar çıkar, iftiracılar çıkar, hakaret edenler çıkar.Ama bu yolun sonu selamettir.

Milletimizi hak ettiği büyük, zengin ve güçlü Türkiye’ye mutlaka kavuşturacağız.

Toplantımızı şereflendirdiniz.

Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.

Bir Şeyler Yazın...

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

News TR sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et